İstanbul'un Esenyurt ilçesinde, bir kadının eski sevgilisi tarafından fiziksel şiddete ve şantaja maruz kaldığı iddiaları üzerine olay büyük yankı uyandırdı. M.K. adlı genç kadın, üç yıl süren ilişkinin sona ermesinin ardından, eski sevgilisi O.Y. tarafından sürekli tehdit ve darp edilmekle suçlanıyor. Olay, hem bölgede yaşayanlar hem de sosyal medya kullanıcıları arasında büyük bir endişeye sebep oldu. Gelişmeler, kadınların maruz kaldığı şiddet olaylarının ciddiyetini bir kez daha gözler önüne serdi.
M.K., olayın nasıl geliştiğini şu şekilde anlattı: “Ekim ayında benimle iletişime geçti ve eski ilişkimizin yeniden başlayabileceğini söyledi. Başta beni ikna etmeye çalıştı ama ben kabul etmedim. Sonrasında beni sürekli arayarak, sosyal medya üzerinden rahatsız etmeye başladı. Birkaç gün içinde agresifleşmeye başladı ve tehdit içerikli mesajlar atmaya başladı.” M.K., eski sevgilisi kendisini bulduğunda korku içinde yaşadığını belirtti. Genç kadın, güvenlik kaygısıyla savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Gözkonularının artması, birçok tanığın da olaya dahil olmasına sebep oldu. Olayın yaşandığı esnada, apartmanın yakınında bulunan bir komşu, M.K.'nın çığlıklarını duyduğunu ve o sırada O.Y.'nin kadına şiddet uyguladığını ifade etti. “Bütün mahalle bağırışları duydu ama kimse müdahale etmedi. Çok korktuk” dedi. Tanık ifadesi, olayın boyutunu gözler önüne sererken, katılanların korkudan dolayı sessiz kaldıkları anlaşılmakta.
Bu olay, Türkiye'deki kadına yönelik şiddet meselelerine bir kez daha dikkat çekti. Kadın hakları savunucuları, M.K. gibi mağdurların yalnız olmadıklarını ve her zaman yardım alabileceklerini vurguluyor. İstanbul'da bulunan birçok dernek ve kurum, şiddet mağdurlarına destek vermek için çabalarını artırırken, bu tür olayların son bulması adına farkındalık çalışmalarına hız verdi. Bir kadın hakları aktivisti, “Her gün kadınların maruz kaldığı şiddet olayları, toplumsal bir sorun haline geldi. Gelin bu duruma karşı koymak için bir araya gelelim” şeklinde konuştu.
Polis, M.K.'nın yaptığı şikayet üzerine O.Y.'yi yakalamak üzere çalışma başlattı. Esenyurt’ta meydana gelen bu olay, sadece bir bireyin yaşadığı trajedi değil, aynı zamanda tüm toplumun öz eleştiri yapması gereken bir durum. Uzmanlar, kadına yönelik şiddeti önlemek için toplumda etkin bir bilinç oluşturulması gerektiğini savunuyor. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması için, hem mahkeme kararlarının etkili bir biçimde uygulanması hem de kadınları güçlendirecek sosyal projelerin hayata geçirilmesi elzem.
Bu mesele, sadece Esenyurt'a özgü değil, Türkiye'nin birçok yerinde yaşanan bir gerçeği ortaya koyuyor. Kadına yönelik şiddetle savaşma mücadelesi, yalnızca kurbanların durumu ile sınırlı kalmayıp, toplumun her kesiminin üzerlerine düşen sorumluluğu da yerine getirmesi gerektiğini gösteriyor. Bu tür sıradışı olayların yaşanmaması için yapıcı adımların atılması ve kadınların sesinin daha gür çıkması için toplum olarak bir araya gelmemiz gerektiği aşikar. Şimdi, bu meselede herkesin üzerine düşen görevi yerine getirerek, sesimizi duyurmak ve şiddeti kınamak için birleşme zamanıdır.
Olayın ardından M.K., sosyal medyada birçok destek mesajı aldı. Bu destekler, olayın mağdurunu moral açısından güçlendirdi. “Desteğiniz için minnettarım. Birçok kişi bunu yaşadı ama sessiz kaldı. Benim gibi kadınlar için sesimizi yükseltmemiz, bir şeyler değişmesi adına çok önemli” dedi. Gerçekten de sosyal medyanın bu tür olaylara karşı duyarlılığı, birçok kadının sesini duyurmasına yardım oluyor ve bu tür sorunlarla mücadele konusunda farkındalık oluşturma potansiyeline sahip.
Esenyurt’taki bu olay, sadece bir kadının yaşadığı trajedi değil, aynı zamanda toplumumuzu etkileyen bir sorunun ciddiyetini vurguluyor. Kadına yönelik şiddeti önlemek için toplumsal bilinçlenme şart. M.K. ve onun gibi kadınların sesinin daha fazla duyulması ve bu tür durumların bir daha yaşanmaması için mücadele etmek, herkesin görevi olmalıdır.