İsrail Ordusu, uzun süredir devam eden tırmanışın ardından 2023 yılında Gazze'de büyük ölçekli bir kara operasyonuna başladığını resmi olarak duyurdu. Bu açıklama, bölgedeki siyasi ve askeri durumu daha da karmaşık hale getirmiş durumda. Gazze’deki gerilimin artmasıyla birlikte, uluslararası toplum da gelişmeleri endişeyle izlemekte, olası sivillerin zarar görmesi riski üzerine endişelerini dile getirmektedir. Bu yazıda, İsrail'in kara operasyonunun nedenleri, olası sonuçları ve bölgedeki etkileri üzerinde duracağız.
İsrail Ordusu’nun kara operasyonu başlatmasının birçok faktörü bulunmaktadır. İlk olarak, son günlerde Gazze'deki Hamas ile olan çatışmaların artması, İsrail’in askeri müdahalesini zorunlu kıldığı görüşünü destekliyor. Hamas’ın roket saldırıları ve sınır ihlalleri, İsrail'in güvenliğini tehdit etmekte ve hükümet, bu duruma karşı askeri bir yanıt vermek zorunda hissetmektedir. Başbakan Benjamin Netanyahu, "Ülkemizin güvenliğini sağlamak için gerekli adımları atacağız" diyerek askeri müdahalenin arkasındaki siyasi iradeyi de ortaya koymuştur.
Bir diğer neden ise, bölgedeki İsrail yerleşim birimlerine yönelik artan saldırılardır. Yerleşim yerlerinde yaşayan siviller, endişe içinde yaşamlarını sürdürmekte ve hükümetin bu duruma kayıtsız kalamayacağına yönelik bir beklenti vardır. İsrail'in, özellikle Filistinli grupların saldırılarından korunması amacıyla daha fazla askeri önlem alma kararı almasının önemli bir sebep olduğu düşünülmektedir.
İsrail'in Gazze'ye yönelik kara operasyonu, hem bölgesel hem de uluslararası boyutta derin etkiler yaratma potansiyeline sahip. İlk olarak, çok sayıda sivilin zarar görme riski, tüm dünyada büyük bir endişe kaynağı. İnsan hakları örgütleri, savaşın sivil halk üzerindeki etkileri konusunda uyarılarda bulunurken, bu tür operasyonların uluslararası hukuka aykırı olduğu görüşünü savunuyor. Gazze'de zaten kırılgan bir insani durum mevcutken, çatışmaların artması, sağlık hizmetleri ve temel ihtiyaçların karşılanmasında daha fazla zorlanma anlamına geliyor.
Uluslararası politikanın dinamikleri açısından da büyük önem taşıyan bu operasyon, birçok ülke tarafından yakından takip edilecektir. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği gibi uluslararası kuruluşlar, Gazze'deki durumu eleştiren açıklamalar yaparak, tarafları arasında diyalog ve barış çağrısı yapma ihtiyacı olduğunu vurgulamaktadır. Ancak bölgede yetki sahibi olan ülkelerin bu çağrılara ne ölçüde yanıt vereceği belirsizliğini koruyor.
Gazze'de başlatılan kara operasyonunun sonuçları, sadece bölge ile sınırlı kalmayacak, aynı zamanda Ortadoğu'nun genel dengelerini de etkileyebilir. Olası bir geniş çaplı savaş, bölgedeki komşu ülkelerin de çatışmaya dahil olmasına neden olabilir. Bu durum, Suriye, Mısır ve Ürdün gibi ülkelerin karşı karşıya kalacağı insani krizler, mülteci akınları ve güvenlik tehditleri açısından mühim riskler doğuracaktır.
Tüm bu gelişmeler ışığında, İsrail'in Gazze'deki kara operasyonunun nedenleri ve olası sonuçları, uluslararası toplumun dikkatini çekerken, bölgedeki barış süreci için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Ortadoğu'nun karmaşık dinamikleri içerisinde, yeni bir çatışmanın eşiğinde olduğumuz aşikardır. Gazze'de akan kanın durması ve kalıcı bir barış için atılacak adımlar, tüm dünyanın gözü önünde şekillenecektir.