Türk toplumunda kadınların maruz kaldığı şiddet ve cinayetler her geçen gün artarken, bu konu hakkında farkındalık yaratmaya çalışan cesur sesler de yükseliyor. Bu bağlamda, Sena adıyla anılan bir genç kadın, kişisel deneyimlerini ve toplumda yaşanan adaletsizlikleri gözler önüne seren bir kampanya başlatıyor. Sena, yürüttüğü kampanya ile yalnızca kendi sesini değil, birçok kadının yardım çığlığını da duyurmayı amaçlıyor. "Kadın cinayeti olarak anılmak istemiyorum," diyen Sena, kendi hikayesini paylaşarak, kadın cinayetleri konusundaki toplumsal duyarlılığı artırmaya çalışıyor.
Sena, 28 yaşında bir avukat olarak kariyerine adım atmış, toplumsal adalet konusunda duyarlı bir birey. Ancak, karşılaştığı kadın cinayetlerinin ardındaki sebepler ve bu cinayetlerin toplum üzerindeki etkilerini derin bir şekilde irdelemeye başladı. Yaşadığı şehirde, her gün yeni bir kadın cinayetinin haberleri duyuluyor ve bu durum, onu harekete geçmeye zorladı. Sena, kişisel hikayesinin yanı sıra, bu trajedilerin ardındaki derin sosyolojik, psikolojik ve ekonomik faktörleri araştırarak, geniş bir kitleye ulaşmayı hedefliyor.
“Kadın cinayeti olarak anılmak istemiyorum,” ifadesi, Sena için yalnızca bir slogan değil; aynı zamanda binlerce kadının içinde bulunduğu çaresizliğin bir yansıması. Kanaat odaklı toplumlarda kadınlar, sıkıntılı bir döngü içinde yaşıyorlar. Bu kampanya ile Sena, sadece bir kadın cinayeti kurbanı olmanın ötesinde, kadınların birbirleriyle dayanışma içinde olmaları gerektiğine işaret ediyor. Kadınların kendi dönüştürücü güçlerini keşfetmeleri amacıyla köklü bir değişim sürecine girmeleri gerektiğini savunuyor.
Sena'nın başlattığı kampanya, sosyal medya üzerinden geniş bir kitleye ulaşmayı hedefliyor. Sosyal medya platformlarının gücünü kullanarak, kendi hikayesini ve diğer kadınların hikayelerini paylaşan Sena, kadınların yaşadıkları zorlukları ve verdikleri mücadeleyi görünür kılmayı amaçlıyor. #KadınCinayetiDeğilYaşamakİstiyorum etiketi ile başlattığı bu kampanya, her yaştan kadının kendi deneyimlerini paylaşmasına olanak tanıyor. Bu şekilde, kadınlar yalnız olmadıklarını ve seslerini yükseltmenin zamanının geldiğini anlayabilirler.
Ayrıca, kampanya çerçevesinde düzenlenen etkinliklerle de kadınlar bir araya gelerek, deneyimlerini paylaşma fırsatı buluyorlar. Bu etkinlikler, aynı zamanda kadın dayanışmasını güçlendirmeyi hedefliyor. Her bir kadın kendi hikayesini anlatırken, diğer kadınların da desteklerini hissetmeleri sağlanıyor. Sena, bu oluşumun önemini vurgulayarak, “Birlikte daha güçlüyüz,” diyerek etkinliklerin ruhunu aktarıyor.
Kampanyanın bir diğer önemli yönü, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunu ele almasıdır. Sena, kadınların toplum içinde daha güçlü, bağımsız ve özgür bireyler olarak yer almasını destekleyen projeler üzerinde çalışıyor. Eğitim, sağlık ve sosyal hayatta kadınların güçlenmesi için çeşitli atölye çalışmaları ve seminerler düzenleniyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın hakları konusunda farkındalık yaratarak, tüm kadınların kendi haklarını bilmesine ve savunmasına yardımcı oluyor.
Sena'nın çabaları, yalnızca kendi hikayesi ile sınırlı kalmayarak, tüm kadınların sesini duyurmasına yardımcı olmayı hedefliyor. Bu kampanya ile birlikte Türkiye genelinde binlerce kadın, duygularını paylaşabilecekleri, birbirlerine destek olabilecekleri bir platform buluyor. Kadın cinayetlerinin önlenmesi ve toplumda cinsiyet eşitliğinin sağlanması adına, bu tür girişimlerin artması büyük önem taşıyor. Sena'nın kararlılığı ve azmi, tıpkı Türkiye'deki diğer kadınlar gibi, birçok kadına ilham veriyor.
Sonuç olarak, Sena'nın 'Kadın cinayeti olarak anılmak istemiyorum' kampanyası, sadece bir bireyin sesinin yükseltilmesi değil, tüm kadınların birlikte hareket etmeleri gereken bir çağrıdır. Kadınların hayatlarını güven içinde sürdürebilmeleri ve eşit bir toplumda yer alabilmeleri için gerekli adımların atılması gerekmektedir. Sena'nın hikayesi ve mücadelesi, toplumda cinsiyet eşitsizliği ile mücadele konusundaki önemini bir kez daha hatırlatıyor. Tüm kadınların bu mücadelenin parçası olmaları gerektiği ve birlikte daha güçlü olabilecekleri fikri, Sena'nın talebiyle hayat buluyor.